BAŞKENT ÜNİVERSİTESİbaskent.edu.tr
KURUM VİDEOLARININ FARKLI KİŞİLERCE İZLENME SAYISI 2.080.559

Radyo, Televizyon ve Sinema Tezli - Tezsiz Yüksek Lisans Programı

Merhaba. Ben Deniz Tansel İliç. Başkent Üniversitesi, İletişim Fakültesi, Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü’nde doktoralı öğretim üyesi olarak çalışmaktayım. Bizim lisans programımız eski bir program ama yüksek lisans programı eğitimimize 2015 yılında başladık. Fakat çokça başvuru aldık, çok sayıda öğrencimiz var. Her dönem öğrenci almaya devam ediyoruz. Ara dönemlerde de öğrenci alıyoruz. Zorunlu derslerimiz var ama zorunlu derslerin yanında öğrencilerin kendilerini, istedikleri alanda geliştirmelerine olanak sağlayacak bazı seçmeli derslerimiz de var. Aslında bizim programımız iletişim alanındaki medyayı, reklamı, halkla ilişkileri ve sinemayı ayırt etmeden, hepsini kapsayacak şekilde ele alan bir program. Aslında bu tarz programlar genel olarak akademisyen yetiştirmeye yönelik kurulur. Bizim programımızın da temel amacı, öğrencinin doktora yapması ve bu alanda akademisyen olarak çalışmasının sağlanmasıdır. Ama onun dışında yüksek lisans programımızın, artık lisans diplomasının çok da yeterli olmaması nedeni ile kendisini daha da geliştirmek, alana çıkıp uygulamaları yaparken kendisini daha da donanımlı hissetmek isteyen arkadaşlar için de faydalı olduğunu düşünüyoruz. Burası eski bir fakülte. Fakültemiz 20 yıllık bir fakülte olduğu için çok sayıda öğretim üyemiz var. Profesörümüz, doçentimiz, doktoralı öğretim üyemiz var. Kendimize has öyle de bir özelliğimiz var: Biz iletişim fakültelerinden beslenen bir kadroya sahip olmakla birlikte; antropoloji, psikoloji, ekonomi, sosyoloji, psikoloji gibi farklı alanlardan gelen hocalara da sahibiz. Bu büyük bir avantaj. Çünkü iletişim disiplinler arası bir alan. Yani farklı disiplinlerden beslenen bir alan. Diyelim ki psikoloji üzerine çalışmak isteyen bir öğrencimiz var, o anlamda bizim akademik kadromuz o öğrenciye bir kanal açacak özelliğe de sahip. Yani bizim kadromuz için, öğrencinin farklı farklı dallara akmasını, farklı farklı damarlardan beslenebilmesini sağlayacak bir kadro diyebilirim. Bizim dersliklerimize ek olarak Radyo Televizyon ve Sinema Yapım Atölyesi diyebileceğimiz bir alanımız var. Bu alanda montaj setimiz var ve aynı zamanda kameralarımız da var. Başkent Üniversitesi’nin aslında kendine has bir özelliği var. Diğer üniversitelerde çok da sık rastlayamayacağımız bir televizyon kanalı olanağımız var ve bu televizyon kanalı gerçekten 7/24 yayın yapan, ulusal hatta uluslararası ölçekte izlenebilen bir kanal. Bu kanal öğrencilerimize şöyle bir avantaj sağlıyor: Televizyon kanalımız için öğrencinin teorik çalışmalarına ek olarak, uygulamalı olarak 7/24 yayın yapan bir kurumda bütün bir paketin hazırlanmasına dair bilgi edinebileceği bir ekipman ve bütün süreci görebileceği bir yerdir diyebilirim. Erasmus kapsamında pek çok üniversite ile anlaşmalarımız var. Öğrencilerimiz Hollanda, İspanya, Litvanya gibi ülkelere gidip oralarda Erasmus eğitimi alabiliyorlar. Ayrıca öğrencilerimize şöyle bir avantaj sağlıyoruz: Diyelim ki bir öğrencimiz henüz anlaşma yapamadığımız bir üniversite ile ilgileniyorsa biz gidip bu üniversite ile doğrudan bir anlaşma sağlayabiliyoruz. Dolayısıyla anlaşmalı olduğumuz üniversiteler listemizi genişletebiliyoruz. Erasmus’un şöyle de bir avantajı var: Öğrenci yurt dışındaki eğitimi sırasında, Türkiye dışındaki ülkelerdeki akademik eğitime dair de fikir edinebiliyor. Bu bence büyük bir avantaj. Bizim hem tezli hem tezsiz yüksek lisans programlarımız var. Dolayısıyla ikisinin farklı mezuniyet koşulları var. Tezsiz yüksek lisans programında öğrencinin 3 dönemde derslerini tamamlaması gerekir. 3. dönem sonunda öğrenci başarısız olursa ilişiği kesilir. 3. dönemin sonunda öğrenci bir dönem projesi hazırlar. Kendisinin ilgi duyduğu konu ile ilgili bir hocayla bir araya gelip ilgi duyduğu bir konu üzerine küçük bir tez çalışması yapar Yani bir çeşit proje yapar ve mezun olur. Tezli program ise biraz daha komplikedir. Zorunlu dersler ve seçmeli dersler dört dönem içerisinde bitirilmelidir ve bu sürecin sonunda öğrenci tez hazırlığı ve tez sürecine geçer. Tez süreci aslında öğrencinin uzatmalarla birlikte kısa bir süre içerisinde tamamlaması gereken bir süreçtir. Çünkü yüksek lisans programı doktora programına hazırlıktır. O anlamda biz de öğrencilerimizi daha kompakt, yapılabilir projelere yönlendirip kısa zamanda tezlerini başarılı ve alana katkı sağlayacakları şekilde tamamlamaya yönlendiriyoruz. Şöyle düşünüyorum: Mesela bir film çekecekseniz sadece teknik beceriye sahip olmanız yeterli değildir. Onun arkasını dolduracak sosyolojik, siyasi, ekonomik, politik, medyaya dair arka alana da sahip olmanız gerekir. Yani aslında bunları bilirseniz çektiğiniz film değer kazanır. O zaman topluma bir katkı sağlayabilirsiniz, o zaman sosyal sorumluluk anlayışıyla bir şey gerçekleştirmiş olursunuz. Elbette bütün yüksek lisans programları ağırlıklı olarak daha teorik köklerden beslenir. Yani lisans eğitiminden farklı olarak, “Hadi elimize kamera alıp film çekelim.”den ziyade “O filmin altyapısını anlayalım”, “Dönemin tarihsel koşullarını anlayalım.” gibi bir düşünceyle beslenir. Ama bu aslında bizim ürettiğimiz çıktının daha derin olmasını sağlar. Bu yanıyla programımızın, öğrencinin burada edindiği bilgilerin gerçekten hayata atıldığında, sahaya girdiğinde onun daha donanımlı, daha derin, daha gelişkin bir birey olmasını sağladığını düşünüyorum. Genel olarak medya iletişim alanında çalışacak kişilerin işi bir yanıyla daha zordur. Çünkü bu alan çok disiplinler arası, farklı disiplinlerden beslenen bir alan olduğu için, kişinin “Ben medyanın sadece şu alanına ilgi duyuyorum. Sosyolojiye, psikolojiye, iktisada ilgi duymuyorum.’ deme şansı yok. Çünkü medya bütün bunları bağlayan bir köprü vaziyeti görüyor. O nedenle öğrencilerimize ya da adaylarımıza geniş bir ilgi alanına sahip olmalarını öneririm. Geniş bir perspektiften bakmalarını ama özelde de bir uzmanlık alanı seçip orada daha derinleşmelerini öneririm. Yani aslında bir iletişim fakültesi yüksek lisans öğrencisinin ya da adayının roman okumaması, film izlememesi, müzik dinlememesi çok da kabul edilebilir bir şey değil. Bizim öğrencilerimiz daha dinamik, hayatı her anlamıyla kapsayan ve kendisini geliştiren kişiler olmak zorunda. Yabancı öğrenciler aslında bizim öğrencilerimizden çok da farklı koşullardan geçmiyorlar. Belki YÖK’ün (Yükseköğretim Kurulu) tanımladığı şekliyle bir denklik belgesi almaları gerekiyor. ALES (Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı) ve Türkçe dil eğitimini aldıktan sonra Türkçe Yeterlik Belgesi alarak diğer öğrencilerle birlikte eğitime başlayabilirler. Başkent Üniversitesi aslında farklı alanlardan beslenen hocaları da kapsadığı için aslında çok fazla sayıda ilgiye hitap ediyor diye düşünüyorum. Öğrencilerimizle dinamik, insancıl ve hümanist ilişkiler kuruyoruz. Aynı zamanda da öğrencilerimize teorik bir derinlik kazandırmaya çalışıyoruz. Burası her zaman sevecen, sevgi dolu ve akademik anlamda donanımlı bir fakülte oldu. Yüksek lisans programımızı da böyle kurguladık. Bence öğrenciler burada, Ankara’nın avantajlarından ve televizyonumuzun avantajlarından yararlanarak güzel bir eğitim görebilirler.
DAHA FAZLASINI GÖRÜNTÜLE

İLETİŞİM FORMU

  • Facebook Link
  • Twitter Link
  • VK Link
  • Telegram Link
  • Instagram Link